Bingöl'de kuraklıktan büyük oranda etkilenen Özlüce Barajı'ndaki su miktarı, kar ve yağmur sularıyla arttı.
Yağışların azalması ve yaşanan kuraklık nedeniyle geçen yıl Özlüce Barajı'ndaki su seviyesinde normalin üzerinde düşüş yaşandı. Bu yıl kar yağışının beklenilenin üzerinde gerçekleşmesi, susuzluktan çoraklaşan ve su çekilmesinden dolayı çatlayan toprağa adeta can suyu oldu.
Devlet Su İşleri (DSİ) 9. Bölge Müdürlüğünün verilerine göre, barajda geçen yıl mayıs ayında yüzde 33,9 olan su seviyesi kuraklığın yoğun hissedildiği temmuzda yüzde 2,1'e kadar geriledi.
Barajda bu yıl mayısta kar ve yağmur suları ile artan su seviyesi yüzde 68,7'ye ulaştı.
Barajdaki su miktarında bir yıllık sürede yaşanan bu değişim AA ekibi tarafından dronla görüntülendi.
"YER ALTI SU REZERVLERİNİN ZENGİNLEŞMESİNE KATKI SAĞLAR"
Bingöl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Polat, kar yağışının floristik çeşitliliği etkileyen faktörlerden biri olduğunu söyledi.
Kar yağışının çalımsı ve ağaçsı türlerin köklerinin zarar görmesini de engellediğini ifade eden Polat, ayrıca kar örtüsünün bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı direncini de artırdığını belirtti.
Polat, karın erimeye başlamasının bitkiler için hayati öneme sahip olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Karların erimesi toprağın neminin artmasına ve yer altı su rezervlerinin zenginleşmesine katkı sağlar. Bunun yanında karda bulunan amonyak karın erimesiyle toprakta kalır ve bitkilerin azot ihtiyacını karşılamaya katkıda bulunur. Yine erimenin başlamasıyla toprağa süzülen kar suyu topraktaki potasyum, kalsiyum, demir gibi önemli mineralleri çözerek bitkilerin bu minerallerden faydalanmasını kolaylaştırmaktadır. Yavaş eriyen kar suları topraktaki nemliliği daha uzun bir döneme yaydığı için bitkilerin de uzun süre yeşil kalmalarını sağlar. Hayvancılığın yoğun yapıldığı bölgelerde hayvanların doğal, yeşil alanlarda beslenme süreleri uzamış olur."
"KAR YAĞIŞININ YOĞUN OLMASI ARICILARIN BEKLENTİLERİNİ ARTIRMIŞTIR"
Doğu Anadolu Bölgesi'nin önemli geçim kaynaklarından biri olan arıcılık faaliyetlerinin de iklim değişikliklerinden büyük oranda etkilendiğine işaret eden Polat, Bingöl Üniversitesinin bölgede arıcılık faaliyetlerinin gelişip yaygınlaşmasına önemli katkı sunduğunu anlattı.
Polat, "Kar ve mevsimsel yağışlar arı ürünlerine kaynaklık sağlayan flora üzerinde önemli etkilere sahiptir. 2021 yılının kurak geçmesi bölgedeki birçok ilin bal rekoltesinde önemli oranda düşüşe neden olmuştur. Ancak 2022 yılı kış döneminde kar yağışının daha yoğun olması ve mevsimin yağışlı geçmesi arıcıların beklentilerini ve üretim hedeflerini de önemli ölçüde artırmıştır." diye konuştu.
"KURAKLIĞI HAFİFLETECEK"
Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Vedat Avcı da geçen yıla göre bu yıl kar yağışında önemli artış olduğunu belirtti.
Mayıs ayında da yağmurun devam etmesi halinde tarımsal hayatta kuraklığın etkilerinin daha az hissedileceğini dile getiren Avcı, "Şu anda barajlardaki doluluk oranı, kar yağışı ve kar erimeleri geçen yıla nispeten kuraklığı hafifletecek. Bingöl'de tarım yaz aylarında yapılıyor. Tarım yapılabilecek dönem oldukça kısa. Kar erimeleri kaynaklı sularla ilkbahardaki yağışların olması kuraklığın etkilerini giderebilir. İlkbahar mevsimindeki yağış bizim için can simidi." değerlendirmesinde bulundu.
Bingöl Sürdürülebilir Kalkınma, Çevre Gençlik ve Sivil Toplumu Geliştirme Derneği (BİNÇEVDER) Başkanı Cuma Karaaslan ise geçen yıl yaz mevsiminde kuraklığın yaşandığını, özellikle sıcaklık ve nem artışı olduğunu belirterek, bu yıl ise son yılların en yoğun kar yağışının meydana geldiğini söyledi.
Karaaslan, bu suların karların erimesi sonucu oluştuğunu anlatarak, "Küresel iklim değişikliğinin ortasındayız, başlangıcını çoktan geçtik. Geriye dönüş mümkün mü elbette mümkün." ifadelerini kullandı.