Patili dostlarımız hayatımıza keyif, mutluluk ve güzellik katıyor. Evcil hayvanları hayatımıza dahil etme oranı gerek ülkemizde gerekse tüm dünyada gittikçe artıyor. “Özellikle çocukların ve yaşlıların hayvanlarla olan iletişimine baktığımızda, aralarında ne kadar sıkı bağlar olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz” diyen Uzm. Psk. Erdem Ocak, bu iletişim şeklinin, yalnızca bir evcil hayvan edinme ve ona bakım sağlama ile sınırlı kalmadığını; hayvanlarla kurulan ilişkilerin insanlara psikolojik, sosyal ve fizyolojik açılardan birçok katkı sağladığının altını çiziyor. EVCİL HAYVANLARIN SORUMLULUĞUNU ALMAK KİŞİNİN ÖZ DEĞERİNİ ARTIRIYOREvcil hayvanlarla geliştireceğimiz ilk bağın koşulsuz sevgi ve kabul olduğunu belirten Uzm. Psk. Ocak, “Eleştirilmeden, yargılanmadan, bir tavsiye beklemeden, açıkça tüm duygu ve düşüncelerimizi dışa vurmamıza imkân sağlayan patili dostlarımızla geliştirdiğimiz ilişkiler, hayatımızın temel yapıtaşlarından olan bağlanma ile ilgili bize güvenli, huzurlu bir ortam sağlıyor. Bir canlının sorumluluğunu alma düşüncesiyle onu koruyacak, besleyecek, tüm ihtiyaçlarını giderebilecek yetkinlikle olduğunu gören kişilerin öz değerlerinin artıyor, hayata daha çok dahil oluyorlar” diyor.evcil-h-2.jpgYapılan çalışmalar, evcil hayvan besleyen kişilerin daha az stresli ve empati becerilerinin daha gelişmiş olduğunu, evcil hayvanlarının kişinin yalnızlık duygusunu ve buna bağlı depresif düşünceleri azalttığını, hatta bazı hayvanların özellikle dışarı ihtiyaçlarından dolayı kişileri spor yapmaya teşvik ettiğini gösteriyor. Bilim insanlarının hayvanların insanlar üzerindeki olumlu etkilerini sağlık alanında değerlendirmeye başladığını ve Hayvan Destekli Terapi (HDT) programlarının oluşturulduğunu anlatan Uzm. Psk. Ocak, bu programların kronik bir rahatsızlığı olup uzun süre hastane tedavisine ihtiyaç duyan hastaların rehabilitasyon ve tedavilerini kolaylaştırmayı ve tedavi sürecinden optimum sonuçların elde edilmesini amaçladığını söylüyor.1665385682-hayvanlar-n-terapide-ve-rehber-olarak-kullan-lmas.jpg HDT PROGRAMLARI ÇOCUK, ERGEN VE YETİŞKİN TERAPİ SÜREÇLERİNDE KULLANILIYORSon yıllarda dünya genelinde bazı okullarda, hastanelerde, huzurevlerinde ve hapishanelerde hayvan destekli terapi yöntemlerinden yararlanıldığı ve bunların sayısının gitgide arttığı görülüyor. Bu yöntemler davranış bozukluğu olan çocuk, ergen ve yetişkinlerin terapi sürecinde korumacılık, şefkat, sorumluluk, iş birliği, yetişkin otoritesine saygı gibi olumlu sosyal davranışları arttırma ve agresyonu azaltma gibi konularda etkili oluyor.whatsapp-image-2022-10-11-at-13-17-21.jpeg“Yapılan çalışmalar, bir evcil hayvanınızın olmasının başlı başına bir sosyal destek sağladığını, yeni kişilerle tanışmayı kolaylaştırdığını, aile ilişkileri gibi var olan sosyal ilişkilerin kalitesini arttırdığını ve iyileştirdiğini, fiziksel aktivitelerin arttığını ortaya koyuyor” diyen Uzm. Psk. Erdem Ocak, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Evcil hayvanınızla kurduğunuz bağla birlikte pozitif duygu ve düşüncelerle ilişkili dopamin, serotonin ve endorfin salınımlarının sağlanıyor, bağışıklık sisteminin güçleniyor, psikolojik rahatsızlıkların semptomlarına yönelik yoğunlaşmayı azaltıyor, yatıştırıcı bir etki sağlıyor. Özetle, terapi veya tedavi ihtiyacı olmaksızın, bir evcil hayvanımızın olmasının hayatımızı birçok anlamda olumlu yönde etkileyeceğini söyleyebiliriz. Bu olumlu etkilerden de en çok çocuklarımızın faydalanacağını düşünecek olursak, küçük yaştan itibaren çocuklarımıza hayvan sevgisini aşılamamız önemli bir rol oynuyor.”