Herşey “suçluların iadesi yasası” gündeme gelince başladı.. Çin’in İngiltere’den geri aldığı ama özerk bir yönetime sahip olan Asya’nın finansal başkenti Hong Kong sokakları bir anda karıştı. Önce barışçı protestolarla başlayan eylemler, Hong Kong havalimanının işgaline kadar büyüdü. İlginç olan, halen belli konularda İngiliz Yasaları ile yönetilen Hong Kong’da göstericilere sert müdahale yapılamıyordu.
İki ay boyunca birkaç kez tansiyonu düşürmek için kameraların önüne geçen bu kadın ise olaylara çoktan alışkın. Carrie Lam, Hong Kong özerk yönetiminin tepe yöneticisi. Bir anlamda Başbakanı, bir diğer tanımla CEO’su. Günlerce süren protestoların ardından “Sivil toplumla en hızlı şekilde diyaloğa geçilecek” kararını açıklayan da o oldu.
Lam, New York Times’ın tanımına göre bir işkolik. Hong Kong Üniversitesi ve Cambridge’den diploması var. 2007 yılında devlette göreve gelebilmek için İngiliz vatandaşlığından feragat etti. Xi Jinping’in tavsiyesi ile 777 oyla seçildi. Carrie Lam’ın işi hiç de kolay değil.Dünyanın sayılı finans başkentlerinden birini yönetirken, Pekin yönetiminden onu yumuşak bulanlar olduğu gibi, protestocular da ona olan kızgınlıklarını böyle gösterdiler. Bir polis müdahalesiyle gözünü kaybeden genç kadın eylemciyi sembol yaptılar ve “göze göz” sloganları attılar, hatta posterlerine hedef olarak Carrie Lam’ı koydular.Asya’nın yükselen kadın liderlerinden Carrie Lam, şimdi “iyi savaşçı” lakabının hakkını vermek için diyalog zemini yaratmaya çalışıyor.
Hong Kong'un Kadın Lideri Başarabilir Mi?
Bunlar da ilginizi çekebilir