Kadın sağlığı, herhangi bir cinsiyetin sağlığı kadar önemli bir konudur. Ancak, dünya genelinde kadınların sağlık hizmetlerine erişiminde ciddi sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunlar, sosyal, ekonomik ve kültürel faktörler tarafından şekillendirilmekte ve kadınların sağlık haklarının ihlaliyle sonuçlanmaktadır.
Kadınların sağlık hakları, insan hakları çerçevesinde tanınan temel haklardandır. Her kadının, cinsel ve üreme sağlığına ilişkin bilgilere erişim hakkı, kaliteli sağlık hizmetlerine ulaşma hakkı ve kendi bedeni üzerinde söz hakkı vardır. Ancak birçok ülkede bu haklar yeterince korunmamaktadır. Özellikle düşük gelirli ve gelişmekte olan bölgelerde, kadınlar sağlık hizmetlerine erişim konusunda büyük zorluklar yaşamaktadır. Bu zorluklar, maddi yetersizlikler, ulaşım sorunları ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği gibi etkenlerden kaynaklanmaktadır.
Cinsel ve üreme sağlığı hizmetlerine erişim, kadınların sağlığını doğrudan etkileyen önemli bir unsurdur. Aile planlaması, doğum kontrol yöntemleri ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda yeterli bilgiye sahip olmamak, istenmeyen gebelikler ve sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, hamilelik sırasında yeterli bakım alamamak, anne ve bebek sağlığını tehdit eden ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, kadınların bu hizmetlere erişimi artırılmalı ve eğitim imkanları genişletilmelidir.
Ayrıca, kültürel normlar ve toplumsal cinsiyet rolleri, kadınların sağlık hizmetlerine ulaşımını engelleyen bir diğer önemli faktördür. Bazı toplumlarda, kadınların sağlık hizmetlerinden yararlanması, aile dinamikleri veya toplumsal baskılar nedeniyle kısıtlanmaktadır. Bu durum, kadınların sağlık sorunlarını gizlemelerine veya ertelemelerine neden olabilmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştıracak ve haklarını savunmalarını güçlendirecektir.
Türkiye’de Kadın Sağlığı ile İlgili Problemler
Kürtaj Sorunu
Türkiye’de kadın sağlığı ile alakalı yıllardır süregelen tartışmalar bulunmaktadır. Bunların en önemlilerinden bir tanesi kürtaj hakkıdır. Türkiye’de kürtaj, mücbir durumlar dışında embriyo 10 haftalık olana kadar kadınlara verilmiş bir haktır. Bir suç sonucu meydana gelen gebelikler ise 20. haftaya kadar sonlandırılabilmektedir.
Ancak kürtaj yasal olsa da erişilebilirliği hakkında birtakım problemler söz konusudur. Kürtaj işlemi günümüzde, dünyanın birçok bölgesinde medikal haplar ile cerrahi işlem gerçekleştirilmeden yapılmaktadır ancak ülkemizde bu haplara ulaşım bulunmamaktadır. Kürtaj işlemi, aile sağlık merkezleri de dahil olmak üzere bütün özel kurumlarda ve devlet kurumlarında yapılmaktadır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında da kürtaj da dahil olmak üzere kürtaj dahil hiçbir muayene bilginiz kimseyle paylaşılmamaktadır.
Kürtajın ulaşılabilirliğiyle ilgili problemlerden biri ise toplum baskısı sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Kürtaj, toplum tarafından bebek cinayeti olarak adlandırıldığından kadınlar üzerinde kürtaj konusunda baskı oluşturulmaktadır. Çocuk doğurmak, kadının bedeniyle alakalı ve çok büyük çoğunlukla kadını ilgilendiren bir karardır.
HPV Aşısı Sorunu
HPV virüsü, kadınlarda rahim ağzı kanserine ve tüm cinsiyetlerde genital siğillere neden olan bir rahatsızlıktır. HPV aşısı ise bu virüse karşı en büyük koruma sağlayan tedbirlerden bir tanesidir. Almanya, İngiltere, Kanada, Belçika gibi ülkelerde HPV aşısına erişim ücretsizken ülkemizde üç doz HPV aşısı için -yaşa, uygulanacak doza ve uygulanacak hastaneye bağlı olarak değişmekle beraber- ortalama 3000-4000 lira gibi bir ödeme yapılmalıdır.
HPV aşısı küçük yaşlardan itibaren yapılması gereken bir aşıdır çünkü sadece HPV yalnızca cinsel yolla bulaşan bir rahatsızlık değildir. Bu nedenle Türkiye’de uzun yıllardır HPV aşısının ücretsiz olması ve zorunlu aşı statüsüne girmesi için çalışmalar yürütülmektedir. 9-26 yaş aralığında sosyoekonomik durumu yetersiz olan bireylere İstanbul Belediyesi ücretsiz HPV aşısı uygulaması sağlamaktadır.