KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği), pandemi sürecinde iş dünyasının güncel sorunlarının ve çözüm önerilerinin konuşulduğu ‘Dijital Sohbetler’ konuşmalarına "Yeni yeşil düzene geçiş" başlıklı panel ile devam etti.
5 Mayıs Salı günü 11.00 – 13.00 saatleri arasında gerçekleştirilen online panel KAGİDER Başkanı Emine Erdem’in açış konuşmasıyla başladı. Moderatörlüğünü KAGİDER Üyesi Özgül Öztürk'ün üstlendiği panelin konuşmacıları ise AB Başkanlığı Mali İş Birliği, Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, BM Gönüllüler Programı Ülke Koordinatörü Nil Memişoğlu ve Good4trust.org Kurucusu Ve Kışkırtıcısı Uygar Özesmi oldu.emine-erdem.jpg
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN ÇALIŞIYORUZ
KAGİDER Başkanı Emine Erdem, yaptığı açış konuşmasında, dernekte yeşil ekonomi, yeşil girişimcilik, çevre konularında farkındalık yaratmak ve projeler üretmek üzere 10 yıl önce kurduğu Yeşil İş Komitesi’ni tekrar aktif hale getirdiklerini paylaştı. Erdem konuşmasında sürdürülebilirlik ile toplumsal cinsiyet eşitliği arasındaki bağa vurgu yaptı: “Biz KAGİDER’de sürdürülebilir kalkınma için kadınların güçlenmesi, ekonomiye aktif katılımları için çalışıyoruz ama biliyoruz ki öncelikle sürdürülebilirlik, kendi ihtiyaçlarımızı, gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeden karşılayabilmemizdir. Sürdürülebilirlik deyince akla ilk çevre geliyor olsa da aslında ekolojik, ekonomik ve toplumsal boyutları da kapsayan bütünsel bir yaklaşımdır. Bir başka deyişle sürdürülebilirliğin 3 temel bileşeni çevre koruma, ekonomik büyüme ve sosyal gelişimdir. Birleşmiş Milletler ülkelerin 2030 yılına kadar ulaşması gereken sürdürülebilir kalkınma hedeflerini belirledi, 17 hedef var, bunlardan beşincisi toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıdır. Aslında beşinci hedefe ulaşılabilirse diğer 16 hedef de yakalanacaktır.”nil-memisoglu.jpg
‘BÖYLE GİDERSE 6 AYDA 31 MİLYON KADIN ŞİDDETE MARUZ KALACAK’
BM Gönüllüler Programı Ülke Koordinatörü Nil Memişoğlu, konuşmasında dünyada pandemi sürecini en iyi yöneten liderlerin kadın olduğuna dikkat çekti: “Virüsün herkesi eşitlediğinden bahsediliyor ancak aksine uçurumu arttırdı. Yapılan araştırmalar evde kalma sürecinde kadına yönelik şiddetin ve kadınların evdeki sorumluluklarının arttığını açıkça gösteriyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) 27 Nisan 2020 tarihinde paylaştığı verilerine göre, bu süreç böyle devam ederse, dünya genelinde 6 ay içerisinde 31 milyon kadın daha şiddete maruz kalacak. Temel işçi olarak vasıflandırılan meslek gruplarının %72’sini oluşturan kadınların bu süreçte çok ciddi zarar gördüğü ise bir başka gerçek. Öte yandan pandemi sürecini en az kayıpla yöneten en başarılı liderlerin kadın olması da dikkat çekici. Bu süreçte alınan tüm önlemlerin odağında kadın olmalı ve kadın bu süreçten güçlenerek çıkmalı. Yeni düzende kadınlar karar mekanizmalarında daha çok yer almalı.”
“Salgına karşı almamız gereken önlemler aynı zamanda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) için yapılması gerekenlerle aynı. Bu süreçte özellikle 17 SKA’na 2030 senesine kadar ulaşmamız için özellikle tüm amaçlarla kesişen 3 ortak payda olan; gençlerin istihdama katılımı; çevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların güçlenmesi öncelikli” diyen Memişoğlu, beşeri sermayenin önemine vurgu yaparak, dünyada 109 milyona eş gelen tam zamanlı iş gücünün olduğunu ve bu gönüllülerin de zor zamanlarda en ön saflarda yer alarak çözümün parçası olduklarını aktardı. BM Çevrimiçi Gönüllülük Platformundan da bahsederek dinleyicileri evlerinden gönüllü olmaya davet etti.bulent-ozcan.jpg
YEŞİL ANLAŞMA, İŞ HAYATINI VE ÜRETİM SÜREÇLERİNİ ETKİLEYECEK
AB Başkanlığı Mali İş Birliği, Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan konuşmasında, ‘Yeşil Anlaşma’nın iş hayatına getireceği değişikliklere vurgu yaptı: “‘Yeşil anlaşma’ Avrupa’nın çok önem verdiği konuların başında geliyor. Bu anlaşma tüm ticari hayatı, iş dünyasını, sanayiyi, ticareti etkileyecek hedefleri içeriyor. Örneğin bir girişimci Avrupa’ya bir ürün satarken, sera gazı salınımının kontrol edileceği, çevreye zararının sorgulanacağı bir süreçten geçecek. Bu anlaşmanın toplumsal politikalara da yansımaları olduğunu görüyoruz. Sürdürülebilir akıllı şehirlerin kurulması, sürdürülebilir akıllı ulaşım sistemlerinin oluşturulması gibi. Tarımda sürdürülebilirlik ise en önemli unsurlarından. Avrupa’nın uzun zamandır benimsediği adil, çevre dostu tarım politikasının benimsenmesini, kimyasal ürünlerin kullanımının en aza indirgenmesini, israfın engellenmesi ve daha çevre dostu tarım uygulamalarına geçilmesini kapsıyor. Bu plan kapsamında önümüzdeki 10 yıl için 1 trilyon Euro’luk büyük bir yatırım planı oluşturuldu. Bu sene ise tüm Avrupa’ya 1 milyar Euro’luk yeşil gündem proje çağrısı yapılacak. Tüm bu kararların iş hayatına, üretim süreçlerine ve inovasyon yatırımlarına etkisi olacak. Bu dönüşüme erken yatırım yapanların süreçte kazanımı olacak” dedi.uygar-ozesmi.jpgSOSYAL GIRIŞIMCILER VE ‘TÜRETICILER’ YENİ EKONOMİK DÜZENİ OLUŞTURACAK
Good4trust.org Kurucusu Ve Kışkırtıcısı Uygar Özesmi ise konuşmasında yeni ekonomik düzenin sosyal girişimlerin ve tüketim alışkanlıklarını sürdürülebilirlik üzerine kuranların oluşturacağından bahsederek şunları söyledi: “Yeni yeşil düzen, geleceğimizi belirleyecek. Biz Good4Trust’ta tüketimi değil, kullanarak dönüştürmeyi benimseyen, adil ve doğayla dost üreticileri destekleyen kişilere türetici diyoruz. Bu yeni insanlar hayatlarını sürdürürken vicdanları rahat uyumak istiyorlar. Aldıkları ürün ve hizmetlerin doğaya zarar vermeden üretildiğinden emin olmaya önem veriyorlar; tüketim alışkanlıklarını bu kriterler belirliyor. Bunun ismi ‘türetim ekonomisi’. Yeni yeşil düzenin de bir adım ötesinde duruyor. Yeni dönemde pandeminin de kışkırtıcı etkisiyle bütün sosyal girişimler bir araya gelerek yükselecekler, bu bilince ulaşmış insanlarla bir araya gelecekler. Bunun sonucunda yeni bir ekonomik düzen ortaya çıkıp tüm dünyaya yayılacak. İşte bu yeni türetim ekonomisinin aktörlerinden sosyal girişimlerin bir kısmını acikaciksosyalgirisim.org’da bulabilirsiniz.”Sohbetin tamamını izlemek için: